Fıtrat: Doğuştan sahip olunan özellikler (vicdan); insanların Allah’ı bilip tanıyabilecek üzere yaratılması.
İslam’da bilgi edinme kaynakları: Selim akıl, doğru haber, salim duyular.
Selim (doğru) akıl: Doğru karar vermeyi sağlayan, herhangi bir olumsuzluktan veya ortamın kötülüğünden etkilenmeyen, yaratılışındaki temizliği koruyan, arzuların kirletmediği akıl.
Sadık (doğru) haber (bilgi): Vahiy ve mütevatir haber.
Vahiy: Allah’ın melek aracılığıyla nebilere (peygamberlere), onların da insanlara bildirdiği ilkeler ve nelere uyup nelerden sakınılacağını bildiren ilahî bilgiler ve bunların gönderiliş tarzı.
Mütevatir haber: Yalan üzerinde birleşmeleri mümkün olmayacak sayıda bir topluluğun vermiş olduğu haber (Bunlar Kur’an ve onunla çelişmeyen hadislerdir).
Kur’an’da aklın önemi: Kur’an, yüzlerce ayette düşünmeyi emreder (İslam’ın en önemli emri, düşünmektir). Aklı kullanmak günah, gereksiz olamaz. Aklı kullanmamak cehenneme gitmeye sebep olabilir (Mülk [67] 10).
İşlevsel akıl: Kur’an’da akıl isim olarak geçmez, fiil olarak geçer. Yani, kullanılmayan, işlevi olmayan aklın bir önemi yoktur.
Kur’an’ın temel amaçları: Doğru bilgi, doğru inanç, doğru davranış.
İslam’da doğru bilginin aşamaları:
1. İlmel-yakîn: Selim akla dayalı olarak elde edilen bilgi (Mango meyvesini işitmek).
2. (Ayn: Göz) Aynel-yakîn: Duyularla, bizzat gözlemle elde edilen bilgi (Mango meyvesini bizzat görmek).
3. Hakkal-yakîn: Bizzat yaşanarak elde edilen bilgi (Mango meyvesini yemek).
Salim (sağlam) duyular: Herhangi bir etkenle kendisine ait özelliğini kaybetmemiş işitme, görme, koku alma, tatma ve dokunma duyular.
Ayet (delil, kanıt) türleri: • Kur’an cümlecikleri. • İnsan. • Kâinat (Fussilet [41] 43). Dolayısıyla var olan her şey “okunmalıdır,” her şey Allah’a götüren bir kanıttır.
Bilginin kaynağı: Bilimsel bilgi (ölçülebilen olay ve oluşumlar), dini bilgi (vahiy). Bilimsel bilgi nasıl, dini bilgi neden sorularına cevap verir (Bilim: “Dünyaya nasıl geldik?” Din: “Dünyaya neden geldik?”).
Bilgi ahlakı: Bilgi sahibi kendisine, topluma, çevreye ve Allah’a karşı sorumludur. Bilgi yalnızca hayırlı ve faydalı amaçlar için kullanılmalıdır.
Mahremiyet: Gizlilik, özel hayatın gizli tutulması.
Zan: Kesin olmayan bilgi.
İslam’a göre doğruluğu kesin olmayan bilgi kaynakları: Rüya, keşif, ilham, sezgi, büyü. Bunlar genel geçerliliği olmayan, kişiye özel bilgi kaynaklarıdır.
Keşif: Aklın ve duyuların ötesinde olduğu kabul edilen konularda (ölüler, cennet, cehennem vs.) sezgi yoluyla elde edilen bilgi.
İlham: Gönle doğan şey; akıl yürütme ve düşünmeye dayanmaksızın elde edilen bilgi.
İslam: Tüm dinlerin ortak adı/özelliği olan İslam teslimiyet, silm/barış ve selamet/kurtuluş demektir.
İslam, akıl ve mantık dini değildir: Felsefenin temeli akıl ve mantıktır. İslam, insan ürünü veya dogmatik (sorgulanamaz, tartışılamaz) değil, vahiy kaynaklıdır. Fakat İslam akla, mantığa çok önem verir.
Akide (ç. akaid): Gönülden bağlanılan şey, iman, itikat, inanç.
İman (zıttı inkâr): İman, kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve organlarla amel etmek.
İman edene Mü’min, inkâr edene kâfir denilir.
Münafık: İnanmadığı halde inanmış gibi görünen (iki yüzlü).
Müşrik: Yüce Allah’ın varlığını inkâr etmeyen ancak onunla birlikte O’na başka tanrıları, şeyleri, insanları ortak/eş koşan.
Mü’min: İnanılması gereken bütün değerlere inanan ve teslim olan, inandığı bütün değerlere güvenen, kendisini güvende hisseden ve çevresine güven veren kişi. Kur’an, tüm nebileri ve inananları Mü’min olarak adlandırır.
İman-bilgi İlişkisi: İnanan kişinin neye, niçin inanacağını bilmesi gerekir.
İman-tasdik ilişkisi: İmanı, önce kalp ile tasdik yani kabul etmek, onaylamaktır.
İman-ikrar ilişkisi: İman, aynı zamanda dil ile ikrardır, söylemektir.
İman-amel (fiil) ilişkisi: Amel etmek, imanı tamamlayan ve kuvvetlendiren ögedir. İman kendisini iş ve eylemlerde gösterir. Salih ameller, imanın meyvesidir.
İyilikler ikiye ayrılır: Allah ile kul arasındaki ibadetler hasenat, mesela gece namazı kılmak. Islah edici, düzeltici, üçüncü kişileri de ilgilendiren eylemler ise salihat/salih amellerdir, örneğin yoldaki taşı kenara koymak.
İman, niteliği açısından tahkiki ve taklidi olarak ikiye ayrılır:
Tahkiki iman (Muhakkik): Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı bilinçli iman (İstenilen iman budur).
Taklidi iman (Mukallit): Araştırmadan ve delillere dayanmadan çevrenin yönlendirmesiyle oluşan taklitçi iman.